0% found this document useful (0 votes)
38 views6 pages

Redefine 101

Paradigms are the conceptual frameworks that shape our understanding of the world. They are the models, patterns, or perspectives through which we interpret information and make sense of our experiences. Paradigms influence our beliefs, values, and behaviors, providing a lens through which we view reality. They are not fixed but can evolve over time as new information and experiences challenge existing paradigms, leading to paradigm shifts.

Uploaded by

Antonio C. Keith
Copyright
© © All Rights Reserved
We take content rights seriously. If you suspect this is your content, claim it here.
Available Formats
Download as PDF or read online on Scribd
0% found this document useful (0 votes)
38 views6 pages

Redefine 101

Paradigms are the conceptual frameworks that shape our understanding of the world. They are the models, patterns, or perspectives through which we interpret information and make sense of our experiences. Paradigms influence our beliefs, values, and behaviors, providing a lens through which we view reality. They are not fixed but can evolve over time as new information and experiences challenge existing paradigms, leading to paradigm shifts.

Uploaded by

Antonio C. Keith
Copyright
© © All Rights Reserved
We take content rights seriously. If you suspect this is your content, claim it here.
Available Formats
Download as PDF or read online on Scribd
78 | Alman Felsefesi lemlerini destekleyecek sekilde, tinsel bir y pida oldugunu iddia ettiler. Immanuel Fich- te, Hermann Ulrici, Herman Weisse benzeri Hegel‘ panteizmine karst gikan teistik ide- alistler; gérigleri Schelling’in Naturphilsop- hiesine birgok bakimdan benzeyen Theodor Fechner gibi panpsisstler; felsefeye doga bi- limlerinden gelmis olan Hermann Lotze ve Wilhelm Wundt gibi filozoflar; zamanin en gozde doga biliminin teleolojk igerimlers den yola ¢ikan Hans Driesch gibi dirimeelei idealistler, felsefesi Hegel'den ziyade Fich- te'ye yakin olan Rudolph Euken gibi duisi: nirler giindemi ve igerigi Fichte, Schelling ve Hegel tarafindan belirlenen blyak Alman idealizminin on dokuzuncu yilzysin ikinel yarisindaki biraz daha ikinci dereceden di- ‘iindrleri oldular, bu Us filozofun gergekles- tirdigi baytk sentezin takipgisiydiler Fakat yine aymi dénem, Hegel'in dkimiy- le birlikte s62 konusu sentezin yavag yavag gecersizlegmeye bagladigi bir dénemin bas- langicin olusturur. Hegelcilik, Hegelin oli rmiinin ardindan sag ve sol Hegelcilik diye ikiye ayrihnea, idealist duisince arhk sadece sag Hegelciler tarafindan temsil edilecek, sahneye daha riyade materyalizm ve pozit viamler, Yeni-Kanteilk, realizmin gegili formlan, Nietasche felsefesinin de iginde yer almak durumunda oldugu yasam ve kiltor felsefesi ve Geisteswissenschaften felsefesi ha- kim olacaktir. Gergekten de, Johann Eduard Erdmann, Karl Rosenkrantz, Karl von Prantl ve Kuno Fischer gibi filozoflar tarafindan temsil edilen ve Hegelin dint hakikatle felse- fi hakikatin éedegligini savundugunu, bu yiizden onun felsefesinin bir bitin olarak transendental,teistik ve doatisticd bir tarz- da yorumlanmast gerektigini one siren sag, Hegeleilk politik muhafazakirhk ve din or- todoksinin en énemli kalelerini clusturan Al- man Universitelerinde baskin durumdayds (Oysa sadece on dokuzuncu yizyil digtincest isin degil, fakat yirminci yuzyil duistincest agisindan da daha biyik bir énem tagiyan sol Hegeleilik, Gniversitenin tamamen disin- da tutulmustu. Karl Marx, Heinrich Heine ve ‘Arnold Ruge tarafindan temsil edilen sol He- gelcilik, Hegel'in ortodoks teist yorumuna argu gikarken Hegel disincesinin dialektik yénlerini korudu. Bunu yapmak da dogalhik- la, Hegelin felsefenin, gergekte Hegel felse- fenin diyalektigin nihal evresini tegil ettigi iddiasios reddedip, Hegelel felsefeyi agmak anlamuna geliyordu. Bu yi2den sol Hegele- Jer‘in dugince ve eserler dUinyayt anlamay: amaclayan bir felsefeden ziyade, onu degig- tirmeye yénelmig bir felsefe alarinda oldu. ‘Bu degigmenin vuku bulmasin dnleyen dint engellerlise David Straus, Ludwig Feuerbach ve Max Stirner gibi filozoflar bertaraf etmeye yynelmigti. Sonus, Marx ve Engels tarafindan eligtrlendiyalektik vetarihsel materyaiam oldu; akademik felsefe alarunda degil ama, sosyal ve politik hayatta Snemli bir etki kay” nafs olan sol Hegeleiik, bir yandan da ob ddukca muhafazakie yapida olan Hegel felse- fesinin ayn: zamanda on dokuzunca yizyil Iilalchareketlerinden bayik bir kisminin aynagi olmas: olgusunun paradoksal yapt- sina gozler énine sermekteydi On dokuzuncu yizyil Alman felsfesinde, Marx ve Engels'in diyalektik materyalizmi diginda giig kazanan bagka bir materyaliam daha olmustur, Bu da Hegelelign ig eligi: lerinden del, fakat spekilaif felsefeye bir tepki olarak geligen metafiziksel materya- liamadie. Cogu bir bilim dalindan gelen Ro- bert Mayer, Jacob Moleschott, Ludwig Buch- ner, Karl Vogt, Heinrich Czolbe, Ernst Have- kel ve Wilhelm Ostwald gibi digémirler ara. findan temsil edilen $62 konusu materyal min, hilt sanayi devrimi sonrasinda Alman kiltirdindn yeni dzellkleri olarak ortaya kan bilim ve teknolojiye saygiyla Darwin’in fikirlerinin buzla yayilmasinin bir sonuc ol dugu soylenebili. ‘Almanya'da yine aymi dénemde ortaya ¢- kan yeni ya da Leibnia ve Kant'tan beri uni: tulrus olan baska bie yaklagim veya felsefe anlayrs da, bilimlerin fill flsei problemieri tizerinde odaklagan bili. felsefesi anlayig veya gelenegi olmustur. $82 konusu yabla- sim iginde yer alan dnemli kigiler arasinda Hermann von Helmholz, Friedrich Albert Lange, Hermann Cohen ve Ernst Cassirer bu- lunur. Burra bilkte, Bz onusu blim fe- sefesigelenefiesasen Almanya'da, on doku- zuncu yizyrlin son geyreginde, pozitiviemde ifadesini bulmustur. Pozitivizmin yirminci yiizyilda Rudolph Carnap'a ve Hans Reic- henbach’a kadar uzanacak bu ilk buyiik tem- silcileri arasinda Richard Avenarius, Ernst Mach, Moritz Schlick, Theodor Ziehen, Wil- helm Schuppe, Johannes Rehmke ve Eugen Daihring yer almaktadir. ‘Alman felsefesine on dokuzuncu yizyihn ikinei yansindan itibaren damgasini vuran bir diger yaklasim da, pozitivizm ve bilim felsefesiyle de iligkilendirilebilecek olan bili- ‘mum realizmler olmustur. Gergekte Kant'tan beri ya (kendinde geylerin varclugunu olum- layan) Kartezyen, ya (bilginin ve diger zihin- sel stireclerin teleolojik mahiyetine dikkat ce- ken) Aristotelesci ya da (anlam ve deger ben zeri ideal kendiliklerin kendinden aim varo- luslarina ginderme yapan) Platonik tarzda bir realizem hep értik olarak varolmugt. Bunlardan sé2 gelimi Kant'ta ortik olarak var olan Kartezyen realizm Johan Friedrich Herbart, Alois Riehl gibi Yeni-Kanteilar ya- nunda Yeni-Kantohga kargt cikan Oswald Kiilpe tarafindan da benimsenmigtir. Aristo- telesci realizm ise ayni dénemde, Adolf Tren- delenburg'a ek olarak Josef Kleutgen ve Josef Geyservenihayet, "yagama felsefeleriyle”t nidigimiz Rudolf Euken tarafindan benim. senmitir. Platonik realizmi ise, psikoloji2- min reddedilmesiyle iligkil bi bigimde mes- hhur matematikfilozofu Bernard Bolzano'da, fenomenolojinin kurucusu Edmund Hus- serl'de ve yine ayni baglamda Husserl‘in ho- cast Franz Brentano'da, Alexis von Me- inong’da, Christian von Ehrenfels‘de ve Carl Stumpf'ta gérmek mimkindir. Enternasyonal oldugu sdylenebilecek po- zitivizmlerin, realizmlerin ve doga bilimler ne dayanan bilim felsefelerinin atdindan, Al- rman felsefesine bir kez daha Alman ruhuna Sagi diyebilecegimiz felsefeler damgasin vurmustur. Bunlardan birincisi, biligsel bilin- cin metafiziksel sonuglardan bagigik olan 82: sel yapisinun ényargisiz bir tasvirini amacla- ‘mu olsa da, sonradan biraz daha belirgin bir bigimde transendental idealizm dogrultu- sunda geligmig olan fenomenolojidir. Ayo fenomenolojiden yola gikmis olmakla birlik- Alman Felsefesi| 79 te, felsefi antropoloj olarak bilinen ézgin fel- sefe anlayignin savunuculugunu yapmig ‘olan Max Scheler ve Nicolai Hartmann, Al- man ruhunun yirminci ylzyildaki en dgiin temsilcileri olarak karsimiza cikar. Hatt mann‘mn realist ontolojsi herhalde Alman- ya'da hayatagecirilmis olan son buyik meta- fiziksel sentezi temsil eder Yine fenomenolojiden hareket eden iki fi- lozof, Karl Jaspers ve Martin Heidegger bu kez egzistansiyalizm yolundan gitmistir. Husserl'in “enkabulsiz betimleme” yoluyla erisilebilecegini éne sirdlgi evrensel kesin- likle pek ilgilenmeyen, bunun yerine birey- sel/egzistansiyel bir bakig agisindan yola gi kan bu iki filozoftan Heidegger, biyik nem kazandhgt yirminci yaizyilda sonradan egzis- tansiyalizmden uzaklagarak, dil merkezli hermeneutik/ontolojik bir felsefe anlayig: ge- listrmigtr. - Onun hermeneutigiyle iigkilendirilebile cek bir diger yeni ve dzgiin felsefe anlayis: ise, Almanya’da caidas felsefeye damgasin: vuracak gekilde Geisteswissensclnften ve kil- tr fesefesi olmustur. Séz konusu sosyal bi limlerfelsefesinin Almanya‘daki ilk éncileri Herder, Wilhelm von Humbolt, Friedrich Karl von Savigny, Heinrich von Treitschke ve Leopold von Ranke'yai. Bununla bielkte, do- a bilimleriyle sosyal bilimlerin karsit kate gorileri ve yontemleri tzerinde yogunlagan aha ziyade Wilhelm Windelband ve Georg. Simmel gibi Heidelberg Yeni-Kantgllar: ol ‘mugtur. Bu kapsamda ele alinmasi gereken diger énemli Alman filozoflan: arasinda ise Wilhelm Wundt, Ernst Troeltsch, Max We- ber, Ernst Cassirer, Eduard Spranger ve Karl ‘Mannheim bulunur. Yine de, kiltir felsefesinden tarihte ve sosyal organizasyonlarda tezahiir etigi sek- liyle kiltire dairfelseftaragtirmay: anladh ‘uz takdirde, bir Kultur filozofu olarak Ni- etzsche’yi Alman felsefesinin en azindan Kant, Hegel ve Heidegger'lebitlikte, en bi: yk diginird olarak kabul etmek gerekir. ‘Aynca bkz, ALMAN IDEALIZMI, ALMAN MATERYALIZMI, ALMAN TARIH OKULU, BA- UMGARTEN, BRENTANO, CARNAP, CASSI- RER, FENOMENOLOJt, FEUERBACH, FRANK 80 | Alman idealizmi FURTOKULU, HARTMANN, HEGEL, HEGELCI- UK, HERMENEUTIK, HUSSERL, KANT, MANN: HEIM, MARX, NIETZSCHE, SCHELER, YENI KANTCILIK. LW. Beck, “German Philosophy”, Eneyc- lopedia of Philesophy (ed. by P. Edwards), vol3, New York 1967, ss. 291-308; R. Buber, Gagdag.Alman Felsfesi (gev. Aardum), Is- tanbul, 1998; W. T. Jones, Contemporary Tho- aught of Germany, 2 vols. New York, 1931; MJ. Inwood, “German Philosophy”, The Oxford Companion to Philosophy (ed. by T. Honde- rich), Oxford, 1995, ss. 308-313; O. N. Soykan, “Alman Felsefesi",Fesefe Ansiklopedisi (ed. A. Ceviaci), Cit 1, tstanbul, 203, ss. 256-82 ALMAN IDEALIZMi ling. German idetiom Frits allemand), Almanya'da 18. yo- yilda, Kant baslayan ve daha sonca Hegel, Scheling, Flehte gibi disindrlerle devam eden felstegelenei ‘Aman idealist felsfe geleneBinin ik bi- ile diginirs olan Kant, perelii, fee trenlerdinyas ve kendindegey ala olarak ikiye beled ve diskirsié dlginceyfeno- menler alana surlamak suretiye, nal list doa gordgne ve dolaysya dogalei igerdigi mekanizme, yazgiclga, atezme, egoiem ve hazeiga kar oki. Ona gore, duyurdeneyinin dinyasinds, ase yank dogal yasalaregeren ous nsaaun plemler de dahil olmak uzere, her olay ne- denselikzincrindeki bir halkadr. ite bu Slanin dignda biimsel blgden #02 eile inex: yi, numen ya da kendinde ge bine inex. Ama, Kana bimse biigien yada bi lim alarundan etikalanina gegidiginde, ker- dlinde gey fits golive fume dglincest bir soyutlama olmabtan gkarak, il bir ger Geklk hline gel. Baslangyla yalizca bir Soyutama olan Kendinde yey ya da nurmen, din coro bir est, sara big gn ge fekll ln dizenleyc) bir Ike olup gar. Kan’ ge, ahlak yosost bu ideningerge- int Kanalar ve Tanean, tinge bir varigin te Slimszligin varchusunu ade eder. Su Hilde, bilimsel dogrulardan daha yiksek clan bir hakikat var. Bizim igiizdeli ah- Jak yess duyulr at bir diya vara 4gunun kesin teminatidir, fakat buraya bilimin fiziko-matematik yéntemleriyle ulagilamar. Bununla birlikte, Kant kosulsuz buyru: un ortaya gtkardigt spekilatf imkénlari ge listirmede tedbirli davranmigtir. Ona gore, deneyimin sinirlarinin dtesine gecilemez, kendinde geye kavramsal diigtinen akilla ula ‘lamaz; aka, gimdi ve burada olana iligkin dogrudan tecribenin étesine gectiginde, ka- sa diger. Kant, gu halde, kendinde geye g6 trecek bir yol olarak duyguculugu ya da gt ‘zemciligi kabul etmez. Buniunla birlikte o, fel- sefesinde inang ogesine bir yer verir. Kant’a gore, Kosulsuz buyruga, ahlak yasasina du- yulan inang, bizi agnostisizmden, materya- lizmden ve determinizmden kurtanr. Ona gore, biz en yikeek gercekligi, ahlak yasasina inandigimiz igin biliyoruz. Ahlak yasast of: masaydh, dagurlik ve ideal dizen hakkinda higbir bilgimiz olmayacaku. AnIAk yasasi, ahlaksal dogrular bizi daguir klar. iste Karen felsefesinin bu yon, felsefede ondan sonra baglayan yeni bir dénemin en Diiyiik yol géstericisi olmustur. Kafayla yi- rek arasindaki karsithga Kant’in getirdigi bu gozlim ve siz konusu gézimiin ifade ettigi idealist bakis agisi, Alan felsefesinde popii- ler hale gelmis, baslica temsilcileri Fichte, Schelling ve Hegel olan Kant sonrasi Alman idealizminin en énemli gikig noktasint oly turmustur. Séz konusu idealist filozoflar, spekiilas- ryonlarinin ¢ikig noktasi olarak akulla anlagila- bilir dinyays, ablak yasasirun kendisine iga- ret ettigi dzgurluga almuslardir. Gergekten varolan, gercek olan diinya, ideal ya da du- Yyular sti dinyadir, aklin ya da tinin dunya- ‘adit, Bu filozoflarfelsefenin tim problemle- Fini, terme ilke olarak kendi kendisini belirle- ‘yen tinsel faaliyeti gormek suretiyle gSameye saligrlar. Onlar, bilgiyi ve tecrubeyi, dogay: ve tarihi bu tinsel faaliyet aracihgayla agklar- lar. Fichte, Schelling gibi idealist digtinurlere ‘gre, ideal ilke kategorileri duizenleyerek, te- orik ve pratikakh birlestirerek, bilgimize bir- lik kazandirir ve bize mekanizmle teleoloji arasindaki kargithin dstesinden gelme im- kam verir. Gergekligi, Kant sonrasi Alman idealist filozoflarina gare, ancak ve ancak kendi kendisini belirleyen aklin siginda yo rumladigumiz zaman anlayabiliri; aki! dln. yay, yalnizca kendisi anladigi zaman anlaya- bilir.Fichte, Schelling ve Hegel, gte bu gerge vede metafizigin problemlerini gézecek olan disiplinin bilgi teorisi oldugunu séylemisler- dir. Felsefe temel ve mutlak bilimair, her geyi Klayabilecek olan odur. Olgulara iliskin cempirik bilgi gergek bilgi degildir; dogays ve tarthi konu alan empirik bilimler de bilim olamaz. Bilmek gergekligin aktif, cank, sente- tik ve tinsel akigim bilmek ise, Kendisini me- kinsal-zamansal ve nedensel dizilerigindeki fenomenterle sinurlayan bir yénter ve bilgi, bilgi olamaz. Fichte, Schelling ve Hegel bu konuda tam bir uyusma igindedir. Onlar ger- ekligi bir evrim sireci olarak degerlendirir- ler. Farklihk gésterdikleri tek nokta, bir ev- rim slieci olarak yorumladhklari bu gercel Bin bilgisine ulagmak icin dnerdikleri yon- temdir. Ayrica ble, IDEALIZM, FICHTE, HE GEL, KANT. A.C. Ewing, Idealism: A Critical Suroey, London, 1945; Vesey(ed), Idealism. Past and Present, Cambridge, 1982. ALMAN MATERYALIZMi Ing, german mate- rialism; Fr. materialisme allemande; Alm. De- usches matrialismus), Almanya'da 19. yz yilda Ludwig Buchner, Ernst Haeckel, J. Mo- leschot, H. Caolbe ve Karl Vogt gibi bilim adamiflozoflar tarafindan savunclan mad- deci fesefe anlayig ‘Almanya'da, devlet kontroli. alundaki niversitelerde okutulan resmifelsefeye, do {2 bilimlerinin gelisimine kar tinsel yasami, radikal reformlara karst da varolan devieti orumay: amaclayan idealist felsefenin, geli- sen doga bilimlerinin deneysel yapssirs ifade ‘tmedeki bagarisizigina bir tepki olarak orta ya gikan séz konusu anlayts, maddec birme- Lafizigi himanist ve idealist bir ahlakanlay- siyla birlestirerek, spekilatiffelsetenin agit Iiklarina ve teolojik sonuslarina siddetlekar- kang Baska bir deyisle,bilimler dzerine digin- meni bir sonucu olan bu maddeci hareket, derinlikls bir felsefe akims olugturamamigsa Altakoyma| 81 da, oldukga etkili olmustur. Bu nedenle, 19. yzyil materyalizmi kapsamu icine giren bu diisindrlerin ogetileritutarh ve saglam bir ‘maddecilikten cok, eklektik bir digiince ola rakottaya gikar. Buna gore, akil ya da dugtin- ‘ce zaman zaman hareket,bazen hareketin so: rnucu olan, bazen de harekete zorunlu olarak elik eden bir gey olarak tarumlanmstir. Ay- rica blz, BUCHNER, MATERYALIZM. (©. Bloch, Le Matérialism, Pais, 1975; F. A Lange, Materyalizmin Tarihi (gev. A. Arslan), amir, 1983 ALMAN TARIH OKULU [ing. Gennan schoo! of history; Fr. Ecole histoire allemand). K@ke- ri ve geligimi agisindan Herder’e bagh olan vveseckin temsilcileri arasinda, von Humbolt ve Sybel bulunantarih okul Herlemenin bir tarih kategorisi olmadigint dile getirere,tarihin aklin gerceklesme alan oldugu digincesine ve dolayssiyla Hegelci tarihi determiniam gorigine kar gikan (Oka, tarh bilgisnin bir halkin kendisiyleil- Bil bilincinin ne oldugunun belirlenmesi su- retiyle, yalruza o halk igin gegerl linacak bir bilgi oldugunu savunmugtur. Bu cerceve iginde,tarheel bilgi s82 konusu oldugunda, bir halla ele almak igin en uygun modelin, conu bir organizma olarak gormek oldugunu ane siren Alman Tarih Okulu, burada orga- nizmanin temel forksiyonlanin yerine geti- ren organ olarak devietle karplagtigimias see. ‘Bununla bitkte, von Humbolt'a gére,ta- rih araguirmasi bu tir bir mili tarihgiikle ye- tinmeyip, dinya tarihine insanbk agisindan efilerek,insan bakimindan genel olan olug- turmaya galigmaldir. Bunu yapabilmek ign de tarihginin insani olan higbir geye yabanct olmamasi gerekir.Zira insani olan her sey ta- riheldir; bag bir deyigl, tah insant ve ah- Jaki olan battn olugum ve degerlrin topic sidit. Aynea bke,, TARIH FELSEFES! B. Akarsu, W. V. Hombolt'te Dil ve Kiuir Baglants, Istanbul, 1984; D. Oalem, Tarh Fe- sefesi, 6 bask, istanbul, 1996 ALTAKOYMA ing. subsumption; Fr. subswnp. tion; Alm. subsumption). 1 Genel olarak, olup @ Althusser, Louis biten bir geyi bagka bir eyin alna koyma ya da igine dahil etme eylemi. 2 Daha ézel olarak da, mankta, iri cin- sin, bireyi de triin, tikel bir durum ya da ér- nei genel bir yasarun, kuraln ya da genelle- menin altina koyma, ona dahil etme. 3 Kanv‘in felsefesinde, zihnin kavramlarindan ya da genel kategorilerinden birini duyusal seagiye uygulama, H, Caygill, A Kant Dictionary, London, 1995; A. Wolf, Textbook of Logic, New York, 1962. ALTHUSSER, LOUIS. Marksizme yaptigi kat- Jolarla tarunan, 1918-1990 yillan arasinda ya~ samy, yirminci ydzyil Marksist toplum filo zoflaninin en d2giin ve etklisi olan gagdag Fransiz digiinird. Savag sonrasi Marksist- ler'in hig kugku yok ki en derin ve en karma suk olanunt temsil eden Althusser, Marksizm- Te psikanaliz arasinda bir bag kurma gayreti- ne ek olarak, cagurma olarak ideolojianlayist ve devietin’ideolojik aygitlary kavramuyla segkinlesir. Eserleri: Althusser'in belli basli eserleri arasinda mutlakeihk teorisyeni ve ilk tarih sosyologu olarak bir Montesquieu yorumu Beligtidigi Montesquieu, La politique et histo rie (Montesquieu, Politika ve Tarihl, episte- -molojik kopu digiincesini ilk kez olarak or taya koydugu Pour Marx (Marx icin), Balibar, Establet, Macherey ve Ranciere ile birlikte ka Jeme alp, Kapitan kavramsal yapisin orta ya koydugu ve Marx'n yénteminin Hegelin yénteminden nasil farklilagtigin agikladigi Live te Capital (Kapitali Okumak], “felsefenin tarihteki simf savagt oldugu tezine ek olarak ideolojiyle devietin ideolojk aygitlan tezini ‘ne stirdigi Lénine et Lr pilesophie (Lenin ve Felsefel, felsefeyle bilim arasindaki ilgkileri taristigs Philesophie et philosophie spontende des smants (Felsefe ve Alimlerin Kendiliginden Felsefesi], Freud ve Lacan‘in tezlerini ele lip Inceledigi Ecrts sur ia psychanalyse (Psikana- liz Uzerine Yaailar] bulunur. Goriisleri: Marx'in dugtinceleriyle oBreti- sini Lévi-Strauss gibi yapisalelarin bakts ag: siyla yeniden yorumlamaya kalkigan yapisal Marksizm hareketinin lideri olan Louis Alt- husser, Sncelikle kendisinden epistemolojik opus Ofretisinin temellerini safladhg Gas- ton Bachelard’in bilim felsefesinden yogun bicimde etkilenmistir, Onun olgunluk done- smi dgtincesine en buyik etkiyi ise, hege- monya dgretilei ve toplumun ekonomik alt- yapis ile kiltirl astyapisi arasinda karsilk- Iu bir etkilesim bulundugunu bildiren etkile- simcilik teorileriyle Lenin ve Gramsci yap- mush. “Althusser iste bu zemin izerinde, entelek- tel Kariyeri Boyunca Marksizm't teorik bir antihimanizm, yani bireysel insan varhklant- run eylemlerinden ziyade tarihsel sirecle il- gilenen bir toplum teorisi olarak inga etme gayretigine girmistir. Yani, onun temel ama- a, Marksizm’i bir tari bilimi olarak canlan- cdirmak veya yeni bastan kurmak ve Marksist hUmanizmin iddialarmin tersine, gene Marcin digiinceleriyle Das Kapital’de orta ya Konan bilimsel analiz arasinda radikal bir kopma oldugunu géstermek ol mustur. Buna gore, tarih Konusunda bilimsel bir yaklagim. Belistirme amaci giiden Althusser, bu baj- lamda bit yandan Marksist gelenegin kiSsik rmetinlerini yeni bagtan okuma, diger yandan bilimin dane ve onun diger sdylem bicimle- finden nasil farkhlagtgina dair aragtrmala- rin yoluna girmistir Althusser bilimi,iginde bilginin dretidigt toplumsal bir pratik olarak degerlendirir. O bilimsel bilgiyi, bilim adamlarinun yénelim veya amaglan tarafindan degil de, arastila cak sorulan, aranacak dell tirlerini, nem addedilen guclikleri belirleyen kavramlar sistemi tarafindan yénetilen bir pratigin Uri: nid olarak tanimlar, Diyalektik materyalizmin ‘ncelikle, bir epistemoloj, bir bilgi ya da bi- lim teorisi oldugunu &ne siren ve bu cerce- vvede, empirist bir bilgi anlayigina, yani ézne- rnin zihinden bagimsiz nesneyie kargilagp, soyutlama yoluyla onun é2tini gkarsadhg ‘anenin nesneyi dogrudan ve aracisiz olar bildigini dile getiren bilgi anlayigina, Gretim yyani kuramsal pratik olarak bilgi anlaysgyla kkargi gikan Althusser’e gore, séz konusu pra- tik, timmiyle digince duzeyinde gerceklesir. ‘Ona gore, bilme sirecinde, sirasiyla di- ‘nce ve soyutlamalardan meydana gelen te- orik bir hammadde, bitin bunlan etkileyen kavramsal dretim araclan ve nihayet urdn olarak bilgi séz konusu olur. O, bu baglamda, bilimlerin kendi binyelerinde, trdnlerinin gecerliliklerini denetleyecek igsel kanitlama- lartbarindirmalanndan dolay,, kuramsal pra- tik olarak bilgi anlayssinin bilginin gecerliligh igin dig teminatlara ihtiyacs olmadigini syle- ristir. Kenai ihtiyag ya da gerekllikleri tara: findan belirlenen, kendi geligim seyrine uy- gun bir yol izleyen ve bundan dolay1 da, dst yapirun bir parcasi olmaysp, dzerk olan bilim- ‘sel ya da teorik pratik, Althusser‘ gordgine gire ideolojik pratikten oldugu kadar politik ve ekonomik pratiklerden de ayridir. Bilimin diger pratiklere gore daha dzerk bir pratik ti- ri oldugunu &ne siren Althusser'e gore, bi- limsel pratik diger pratiklerden aynt ve ba- Bumsiz br bigimde gle. Bilimin amacr,bilim- sel pratigin bizzat kendiiginde olup, o belirli tiirden bir bilginin Gretilmesine yonelir. ‘Antihiimanizm: Yapisalcihgin dnemli bir temsilcisi olmakla beraber, geriye dénip ba- Jaldiginda, yapisalc bir Marksist'ten ziyade, Bachelard ve ézellikle de Cangulhem'in ya rattigi epistemolojik gelenegin Marksist bir temsilcisi olarak degerlendirilen Althusser, su halde her seyden dnce antihimanizmiyle Un kazanmugtr. Chardin‘l Teilhard’in etkisi altunda Huristiyanlastirilmis, Frankfurt Okulu tarafindan insanilestirilmig ve Sartre‘la Gramsci eliyle de sadece insanflegtrilmekle kalmaysp bir yandan da tarihsellestirilmis Marksizm’e oldugu kadar, bireylerin top- lumsal kogullardan bir anlamda once geldigi duigtincesine de kargi cikmaktaydh. Buna ko {gut bir bicimde, toplumu, etkinlik ya da ek- lemlenme tarzlari gon tahllde ekonomi tara- findan belirlenen (hukuki, kultirel, poltik, vb), goreli olarak ézerk dizeylerden olugan ‘yap kazanmig bir bitin olarak kavramsal- lagtnrken dogal olarak Marksizev'n iginde ‘oldugu kadar diginda da pek goklarin sagt 'y, Duzeylerin birliklerinin degil, bu dizeyler arasindaki farklibklann énem kazandigi bu antihimanizmde, sosyal igkiyi bilingli tar2- dda yaratan bireysel aktér kaybolur. Séz konusu antihimanizmi yeni: Mark- sizm yorumuna borsluydu. Kapitali Okunak Althusser, Louis] 83 adh eserinin adindan da anlaglacagy d2ere, Marxn Kapitaint okumakla Kalmayip, okt sma tirleriarasinda bir ayirim yapmigt. Buna gote, sadece metnin fill sbacikleri Gzcrinde YyoRunlagan bir yizey okumast ile metnin gergek anlamun yéneten veya gekillendiren problematifiortaya gikarmaya caligan semp- tomatik okuma arasindaki farkhli agikla- yan Althusser‘in okumaya déndk gis onun dikkatinin hem ekonomizmden hem de hu: manizm ve tarihselcilikten uzaklagmasina yol ag Marx’ sadece klsik ekonomi polit- iin bir mirasqis olarak gormek, ona oldukca dar ve Hegel’de oldugu gibi, toplumun, nun iktisadiiighlerini dogrudan dogruya ifade eden unsurlardan olugmus sosyal bir btn oldugunu varsaydigy igin kagonl- saz olarak iktisadi determinizmle sonucla- nacak bir ekonomi anlayigt izafe etmekten bagka sey depild. Marx'in Hegelle ayn problematik veya Kasik ekonomi politikigine yerletirilemeye- cei sonucuna varan Althusser, Marxta radi kal bigimde yeni olan fakat kendisinden 6n- ceki problematikten tiretilen kavramlani ve ili Kullanmak zorunda kaldigu igin yazia rindaifade edilemeyen bir geyler oldugu ka- naatindeyai Marx’s negatif bir klisik ekono: smi polit gordgs benimsemig ve dolayisiyla apitaistlerin gkarnt Koruyan poliik eko- romistere kar iggilerin savunuculuguna yyapan biri olarak degerlendirmek, Feuer- bach’m Hegel yaklagimindan cok farki ol maz. Feuerbach‘in humanizmini Hegel ide- alizmin kargisina gecirmek ayni Hegelci problematikigine sikipipkalmaktan bagka bir sey defi. ‘Yeni Marksizm Anlayist: Su halde Al husserinstrateisi, Marx'intamamen yeni bir nesneye, tretim tarzina dayanan teorik bir devrimi baslatma tarzinitespit edecek yeni bir okuma pratigini gindeme getirmekten olugur. O, Markaist bilgi kuramune bitin di- fer bilgi gordslerinden, ama dzellikle de em- pirisizmden ayiracak bir epistemolojinin bu strateinin aynlmaz parcast oldugunu dile getirir. ste buagidan bakildiginda, Marx ire- tim tarzs kavramumi kegfetmeye yéneldigin- de, geceri kiinmak igin, dolayimsse deneyi-

You might also like